İnsan sosyal bir varlık olmasına rağmen zaman zaman başkaları ile paylaşmak istemeyeceği, yalnızca kendine ait ve özel olmasını istediği anları olmaktadır. Ses ve konuşmaların izinsiz kayıt edilmesi durumunun suç olarak değerlendirilebilmesi için özel hayatın gizliliği kavramına bakmamız gerekmektedir. 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu Madde 134’e göre; özel hayat kavramı “başka suretle başkaları tarafından görülmesi mümkün olmayan bir özel yaşam olayı” şeklinde belirtilmiştir.
İzinsiz Ses ve Konuşma Kaydı Almak Suç mudur?
İzinsiz ses ve görüntü kaydı yapılması halinde “özel hayatın gizliliğini ihlal” suçunu oluşturmaktadır. TCK m.134’e göre özel hayatın gizliliğinin görüntü veya seslerin kayda alınarak ihlal edilmesi halinde suç oluştuğu kabul edilmektedir. Özel hayatın gizliliğinin ihlal edilmesi ve bunun suç olarak oluşması için kişinin hayatının mahrem alanlarına bir başka kişi tarafından izinsiz olarak müdahale edilmesi gerekmektedir. Kişilerin arasında geçen haberleşme içeriklerinin kayda alınması; haberleşmenin gizliliğinin ihlal edilmesi ile “haberleşmenin gizliliğini ihlal” suçunu oluşturmaktadır.
İzinsiz ses kaydı ile haberleşmenin gizliliğinin ihlal edilmesi durumu oluşmaktadır. Ayrıca bu durum haberleşmeyi sağlayan taraflarından biri tarafından gerçekleştirilebileceği gibi üçüncü bir kişi tarafından da gerçekleştirilebilmektedir. Haberleşmenin taraflarından birinin haberleşmeyi kayda alması haberleşmenin gizliliğini ihlal suçu teşkil etmemektedir. Ancak kaydedilen haberleşme içeriğinin ifşa edilmesi TCK m.133/2 hükmünde suç olmaktadır.
Telefon Konuşmasını İzinsiz Kaydetmek Suç mu?
Telefon ile konuşma yaparken gizlice veya izinsiz ses kaydı alınması; haberleşmenin gizliliğini ihlal suçu oluşturmamaktadır. İzinsiz ses kaydı yapılması halinde bu suçun oluşması için bazı şartlar aranmaktadır. Haberleşme içeriği üçüncü bir kişi tarafından kaydedilmiş olmalıdır. Konuşmanın taraflarından herhangi birinin haberleşmeyi kayda alması bu suça sebebiyet vermemektedir. Bunun suç sayılabilmesi için ise izinsiz alınan ses kaydı ifşa edilmesi gerekir.
İzinsiz Ses Kaydı Almanın Cezası Nedir?
İzinsiz ses kaydı almanın cezası, kişinin hangi suçtan cezalandırılacağına bağlı olarak değişiklik göstermektedir. Özel hayatın gizliliğini ihlal suçu işlenmiş ise 2 yıldan 6 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılmaktadır. Eğer haberleşmenin gizliliğini ihlal suçu işlenmiş ise 2 yıldan 6 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılması veya kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması suçu işlenmiş ise 2 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılması istenmektedir. Hapis cezasının olduğu durumlarda adli para cezası; kısa süreli hapis cezaları verilen durumlarda mümkün olmaktadır. Kısa süreli hapis cezaları ise 1 yıldan az süreli mahkûmiyetlerde geçerli olmaktadır.
Ayrıca, izinsiz olarak alınan ses veya görüntü kayıtları, herhangi bir iletişi yolu ile yani basın ya da medya yolu ile ifşa edilir ise 2 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası verilmektedir. Mevcut kayıtların ifşa olmasından ötürü mağdur olan kişinin, fail hakkında maddi ve manevi tazminat davası açma hakkı da bulunmaktadır.
İzinsiz Ses Kaydı Mahkemede Delil Olarak Kullanılabilir mi?
İzinsiz olarak alınan ses ve görüntü kaydı, hukuka aykırı olarak alınmışsa, delil olarak kabul edilmemektedir. Hukuka uygun olarak izinsiz alınan ses ve görüntü kaydı ise bazı durumlarda delil olarak kabul edilebilmektedir:
- Şahsın kendisi ya da yakınlarına cinsel saldırı, cinsel taciz, tehdit, hakaret, şantaj veya iftira gibi bir suç işlenme durumu var ise iddia edilen söz konusu saldırının engellenmesi için izinsiz ses ve görüntü yapılabilmektedir. Mahkeme bu kayıtları geçerli bir delil olarak kabul etmektedir. Ancak söz konusu olan durumda haksız bir saldırı bulunmuyorsa, mevcut kayıtlar delil olarak kabul edilmemektedir.
- Kaydı yapan şahsın, güvenlik güçlerine herhangi bir başvuru imkânının bulunmaması gerekmektedir. Şahsın güvenlik birimlerine başvuru imkânı bulunuyor ise kanıtların güvenlik birimlerince elde edilmesi gerekmektedir. Aksi bir durum söz konusu olduğunda kayıtlar delil olarak mahkemece kabul edilmemektedir.
- Kayıt yapan şahsın, delillerin yok olmasına engel olmak için kayıt yapması ve yaptığı kayıtları güvenlik güçlerine teslim etmesi gerekmektedir. Mevcut kayıtlar başka kişiler ile paylaşılır ise ya da bu kişilerle paylaşmak için kayıt yapılmışsa bu durum suç oluşturmaktadır.
- Söz konusu haksız saldırı durumunun aniden meydana gelmiş olması gerekmektedir. Bunun dışında gerçekleşen durumlarda mevcut kayıt planlı olarak değerlendirilmekte olup; delil olarak kabul edilememektedir.
- Alacak, tazminat ya da boşanma davası gibi davalardabu iddianın ispat edilmesi amacı ile yalnızca bir defa olmak üzere kayıt yapılabilmektedir. Bu kayıtlar da söz konusu davalarda delil olarak kabul edilmektedir.
- İşveren ile işçi arasında meydana gelen uyuşmazlık durumları veya haksız yere işten atılma süreçlerinde, mahkeme aşamasında ispatı maksadı ile yapılmış olan ses ve görüntü kayıtları delil olarak kabul edilmektedir.
- Dedektif, bir olay veya konu araştırılması durumlarında planlı ve sistematik olarak yaptırılan kayıtlar; delil olarak kabul edilmediği gibi aynı zamanda suç oluşmasına sebep olmaktadır.
- İzinsiz alınan ses ve görüntü kayıtlarının hukuki olup olmadığının değerlendirmesi esnasında birtakım koşullar aranmaktadır. Kaydın gizli yapılıp yapılmadığı, kamuya açık alanda olup olmadığı ve mevcut kaydın kamu görevlisi tarafından yapılıp yapılmadığı gibi şartlar bu süreci oluşturmaktadır.
Görüşmelerin İzinsiz Kayıt Altına Alınması
Kişinin kendi yaptığı görüşmeyi kayıt altına alması suç teşkil etmemektedir. Ayrıca bu ses kayıt ve görüşmeleri mahkemelere sunması da suç değildir. Ancak mahkemeler haricinde mevcut olan bu görüşmelerin ve ses kayıtlarının üçüncü kişiler ile paylaşılması suç olmaktadır. Bununla birlikte bu ses kayıtlarının alınmasında karşı taraftan izin alınması durumu gerekli olmamaktadır.
İzinsiz ses ve konuşma kaydı almanın suç olup olmaması ve diğer hukuki konular ile ilgili olarak avukatlık hizmetlerimiz hakkında bilgi almak için bizimle iletişime geçebilirsiniz.